Düşük kalorili diyetler 500 kal ile 1000 kalori arasında veya daha düşük enerji içeren diyetlerdir. Çoğu zaman tek bir besin grubunu içeren programlar olduğu görülmektedir. Çeşitlilik yoktur.
Bu diyetler ile vücut için gerekli besin öğeleri yeterli alınamadığından birçok sağlık sorunu ortaya çıkmaktadır. Çok düşük kalorili diyetler sonucu vücut ağırlığının hızlı kaybı; yağsız vücut kitlesinin daha çok kaybına, bazal metabolizma hızının azalmasına, kaybedilen ağırlığın korunmamasına, kalsiyumun düşmesine, serbest yağ asitlerinin ve keton cisimlerinin artmasına, sodyum, potasyum, magnezyum ve çinko düzeylerinin düşmesinin neden olduğu ve ölümlerle sonuçlanabileceği bilinmelidir. Bunun dışında çok düşük kalorili diyetler baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, yorgunluk, uyuşukluk, kalp atış ritminde bozukluklar, düşük tansiyon, bulantı, kusma, kabızlık, ishal, şişkinlik, kazıntı, safra taşı, adet düzensizliği, cinsel işlev bozuklukları, böbrek taşları, yorgunluk, soğuk hassasiyet, kuru cilt, saç dökülmesi, mineral ve elektrolit dengesizliği, kolesterol ve ürik asit düzeyinde artış, ağız içi yaralar, tırnak kırılmaları gibi sağlık problemlerine yol açabilir.
Son dönemde sağlıklı yaşamak ve mevcut kiloyu korumak adına sürekli bir düşük kalorili beslenme eğilimi bulunmaktadır. Vücudu sürekli düşük kalorili beslenmeye alıştırmak, yaşla birlikte metabolizma hızında azalmaya bağlı olarak, hareket azalmasına bağlı olarak veya menopoza bağlı olarak kişide direk kilo almalara ve sonrasında alınan bu kiloları zor vermelere sebep olabilir.
Yapılması gereken çok düşük kalori almadan zayıflamak, sonrasında koruma programında günlük alınan kalori miktarını yükseltmektir.
Unutulmamalıdır ki sağlıklı beslenmek düşük kalorili beslenmek veya ekmek yememek değildir. Sağlıklı beslenmek her besin grubundan yeterli ve dengeli almak ve metabolizmamızın düzgün çalışmasını sağlayacak kaloriyi almaktır.
Dyt. Gözde Şahin